2 Kasım 2013 Cumartesi

PERİŞAN

PERİŞAN

Yoksun ya hani hep, senli dualarım aminsiz!
Rüyalarım siyah beyaz, hayallerim ıssız ve renksiz;

Ellerin uzak ve soğuk, gözlerin hep yabancı;
Çaresizim, aklım karışık; içerimde hep aynı sancı.

Acı: balyoz gibi her atışında kalbimin; keskin ve ağır;
Ne bir sitem var dilimde, sana; ne de bir kahır.

Mevsim kış, hava yağmurlu ve buz gibi soğuk;
Üstümde ince gömlek, duygularım hep buruk;

Yalnızlık: sebebini anlayamadığım bir his, garip;
Kaçamadığım sensizlik, yalnızlığıma talip.

Hayatım paramparça, sevdam yırtık ve yamalı;
Göğsüm delik deşik, gönlüm ağır kanamalı;

Yol bu, benim; çorak, ıssız ve kaya;
Her yere adın kazınmış, kıyamıyorum basmaya.

Kapkara bulutlu hava; ve güneş: ışığı sönük;
Zaten sensizlik değil mi bu, en kötü körlük?

Üşümüş alnımda çizgiler, dudaklarım çatlamış;
Hissizliğe asırlardır hasretim, sabır bu tükenmeye başlamış

Yürüyorum dar sokaklarında düşüncelerimin, yıkık hep evler;
Boş hepsi odaların, bir bir göçmüş haneler;

Ocak bu, benim: yanmış, kapkara is ve duman,
Üstüme çökmüş sanki sema… İçinde yine ben, perişan;


3.11.2013 PAZAR – 00:48  -  KERİM ÖZDOĞAN

26 Ekim 2013 Cumartesi

İLAN-I AŞK (AĞUSTOS 95)

İLAN-I AŞK (Ağustos 1995)

Hatıralar harmanlandıkça hayalimde;
Anlamsızlaşır bakışlarım.
Taşımaktan korktuğum ümitlerime;
Unutamadığım keskin bakışların çakılır kalır;
Ne yapsam, ne etsem de kurtulamasam.

Hayran hayran seyrederken yürüyüşünü,
Aklımdan atamasam o ilk söyleyişimi adımı,
Tebessüm ederek yaklaşırken hani;
Unutamasam sıcaklığını bakışlarının,
Nazlı nazlı gülüşünü, utanınca…

Hafif sesinle mest edip, halimi sorarken inceden
Aşık edişini unutamasam beni kendine,
Tadamadan daha lezzetini sevmenin,
Unutamasam acısını yalnızlığının, bakarken ardından;
Nedenini sorsam gitmenin, henüz gelmişken, aniden…

Hafızamdan silemesem acısını yokluğunun;
Ağartan saçlarımı, bir bir;
Tan vaktini beklerken gecenin bir yerinde,
Uykusuz kalsam konuşurken hayalinle,
Ne, zaman geçsin; ne de hayalin hiç gitmesin.

Hayal etmekten seni, gece - gündüz,
Anmaktan kurtulamasam adını;
Tadamamaktan korkarken, seni sevmeyi,
Utanamasam tutmak için ellerini,
Nedamet de duyamasam sarılmaktan sana.

Hissetmekten yokluğunu, her an;
Anlatmaktan sıkılamasam seni sevmeyi;
Tutamasam kendimi yollarına düşmekten,
Uyanır uyanmaz koşmaktan sana doğru,
Nefessiz kalıncaya kadar koşmaktan..

Haberin mi var ki sevdiğimden seni?
Ağladığımdan geceleri, hıçkırarak
Tutamadığımdan gözyaşlarımı,
Uzun uzun içlendiğimden,
Nasıl sevdiğimden, haberin var mı?

Hakkım var mı seni bu kadar sevmeye?
Ağartmaya saçlarımı, tek tek;
Tutmaya ellerini düşlerimde,
Unutamadığım kokunu, çekmeye içime her an;
Niyetlenmeye seyretmek için gözlerini;

Hakkım var mı bilmem?
Ağlamaya hayaline sarılarak;
Tutarak ellerinden, sokulup boynuna;
Uzun uzun, içlenerek, ıslatmaya omzunu;
Nakşetmeye, baktığım her yere bakışlarını.

Hayal etmeye, gülüşünü;
Anlatmaya seni sana, saatlerce;
Tartışmaya senin için senle,
Umut etmeye var mı bilmem seveceğini
Ne diyeceksin diye merak etmeye

Hakkım mı var, yoluna çıkmaya
Aklına beni sokmaya,
Talihsiz kalbimin kederini,
Uzatıp dilimden sana, uzun uzun;
Ne hakkım var anlatmaya…

Haddimi mi aştım seni severek,
Aşağıladım mı seni sevgimle,
Taşımaya hakkım yok mu sevgini,
Ummak bile yasak mı ki bana?
Niyet etmek seni…

Helal hissetmek seni sevmeyi,
Aldığım nefes gibi muhtaç olmak sana;
Tutamadığım söz gibi sanki,
Unuttuğum yemin gibi seni sevmek;
Nedenini soramadığım çatık kaşların gibi…

Hakkını veremedim mi seni sevmenin;
Alacaklısı mısın sanki kalbimin?
Takip ederken bastığın yerleri adım adım…
Uyuşturucusu musun hayalimdeki yürüyüşlerimin?
Nasiplisi misin yokluğumun, tadacağın hazlarda?

Hissetmesem de artık güzel bir şey,
Anlayışım kör de olsa bakışlarına,
Tırmansa sevdan en zirvesine kalbimin,
Uyutmasa da yıllarca,
Nasipsizi olsam dünyanın…

Hangi kelime tutar yerini adının;
Alnıma hançerle kazınan,
Tutamaz kimse yerini,
Unutturamaz bakışlarını,
Nedensiz değil elbet.

Hisli bakışlarındı ya, seni bana kodlayan;
Artıran ritmini kalbimin,
Tamamlayan bakışlarını, gözlerimin,
Utandıran duygularımı, yüzümü kızartan;
Nispet dolu gözlerindi, uykularımı kaçıran

Hatıralarım çivilensin gözlerime;
Anılarım perçinlensin,
Tutamadığım hayalin çıkmasın aklımdan;
Umutlarım kazınsın uykularıma,
Neden diye soramasın ruhum, hasretini kimseye.

Hak etmediğim gülüşlerin var artık,
Anlayamadığım donuk bakışların…
Titriyorken ellerim boşluğunda avuçlarının,
Uğulduyorken kulaklarım sessizliğinde…
Ne olur bil, sana aşığım hep sensizliğin bir yerinde,
‘seni hala seviyorum’ diye bağırıyorken,
Unutmaya başladığın anıların ta en derinlerinde,
Muhtacım sana, söylüyorum işte yine, ve sadece bil diye…

04.9.1995 Pazartesi – 06.10.2013 Perşembe 19:00 KERİM ÖZDOĞAN

GARİP MEKTUP

GARİP MEKTUP

Yine ben, tanıdığın…
Ellerini tutamasam da birden,
Gözlerine bakmasam da,
“Seni seviyorum Hatun” diyemesem de titreyerek…
Yazıyorum, omuzlarımda ağır yük!
Yine diyecek misin?
“Olmadı, sen söylemedin, ben de duymadım!” …

Belki hatırlamazsın beni,
Bilmek istemezsin hala seni sevdiğimi,
Olacak iş mi peki,
Yorgunluğu varken üzerimde,
Aşkınla boğuştuğum uzun yılların.
Bir bakış atmayacak mısın?
Teneffüs zili gibi,
Dinlenmem için?
Bir ara…
Uykusuz gecelerime,
Tatsız yemelerime, içmelerime,
Yarım gülüşlerime… Ara.
Kapanırken yaralarım,
Yeniden parçalamalarına mola…
Ağlıyorum…

İzliyorum seni… Yine…
Görmüyorsun beni, Bilmiyorsun da…
Kim verdi bu mektubu diye,
Sorma kimseye beni,
Bilmeyecek, Tanımayacak, Hatırlamayacaklar…
Silmişken gözlerimi bakışların yüzümden,
Sen bile tanımayacaksın.
Bakışların ararken beni kalabalıkta,
Gözlerime bakacaksın ama tanımayacaksın…
Etraflıca süzeceksin,
Ümidin yok, göremeyeceksin…
Başını çevirirken sağa sola,
Gözlerin kocaman,
Tek tek sayarken yakınlarını,
Uzakları düşünemeyeceksin.
Ayağa kalkıp yürürken koridorlarda,
Her yüzü ince ince süzsende,
Tüm arkadaşların sana yabancı gelecek.
Tutamayacaksın gözlerindeki damlaları,
Dolarken gözlerin,
Islanırken kirpiklerin,
Bakışların puslu artık,
Göremez olacaksın açık açık,
Silerken gözlerini aceleyle,
Ümitlerin tükenecek,
Bulamayacaksın inan,
Göremeyeceksin beni, bulamayacaksın…
Aramaların yoracak düşüncelerini,
Utanacaksın da…
Kalbin yavaşlayacak,
Merak yerini kızgınlığa bırakacak,
Kızacaksın bana,
Belki nefret edeceksin, tanımadan…
Dönüp yine oturacaksın,
Elinde yine mektubum,
Yine okuyacaksın, ama kızgın.
Ve gözlerin durgun…
İlk okuyuşun gibi değil bu okuman,
Benim de ilk yazışım gibi…

Sen de sevsen benim gibi,
Kaçamazdı bakışlarım bakışlarından,
Gizleyemezdim perdeler arkasından dahi.
Saklanamazdım senden,
Bakışlarımı yakalardın,
Gizli gizli seyretmemi seni, tanırdın.
Yürüdüğüm sokakta yürürken,
Varlığımı hissederdin,
Ayak izlerimi arardın,
Bulamazdın ama düşünürdün heyecanla,
Gün boyu hem de…
Bazen de kokumu duyar gibi olurdun,
Sağa sola bakınırdın hızlıca,
Kalbin hızlanırken aniden,
İç çekmelerin karnını sıkıştırırdı,
Ağrı girerdi göğsüne, garip…
Bulamazdın, göremezdin belki,
Yine de arardın,
Benzetmek isterdin belki yabancıları bana.
Sonra “yerine koyamam” deyip kızardın kendine,
Başını eğip yürürdün yine, yenik…
Sevseydin eğer benim gibi…
Sende sevsen benim gibi…
Uzak olsan da hissederdin,
Garip karın sancılarımı,
Uyutmayan hani gecelerce;
Derin derin solurken kederden,
Koştururcasına atarken kalbim,
Ayaklarımı uyuşturan karın sancımı,
Yürürken yüzüstü düşürecek gibi,
Dizlerimi titreten…
Acımı duyardın uzaklardan,
Paylaşmak için dua ederdin,
Dilerdin Allah’tan dertlerini bana yaz diye.
Ama nereden bileceksin ki,
Bilmeden beni sevmeyi,

Okudukların sana ne hissettirecek,
Belki biraz heyecan,
Belki biraz merhamet,
Ama aşk değil…

Sıraya koyup kafamı uzun uzun seni seyredişlerimi unutmuşsundur belki,
Çevirip birden bakışlarını, beni utandırmalarını unutmuşsundur.
Pencerelerden saatlerce seni seyrettiğimi,
Unutmuşsundur seni nasıl sevdiğimi,
Unutmuşsun belli ki halimi,
Unuttuğun belli beni…
Unut beni…
Unut…
                       NİSAN 1998'E İTHAF            08:44 - 11.10.2013 - CUMA - KERİM ÖZDOĞAN

9 Ekim 2013 Çarşamba

AŞIĞINIM...

AŞIĞINIM...

aşığım sana...
gülüşüne aşığım,
bakışlarına...
kızdırmana beni,
utandırmana aşığım...
dokunup ellerime,
muzip gülüşlerine aşığım
hani sana söyledim de sevdiğimi
yalandan kızdın ya bana...
kızmalarına aşığım...
kızarırken yanakların,
tebessümle karışık çatık kaşlarına;
arkanı dönünce tutamayıp kendini,
gülüşüne aşığım.
bazen de dönüp çekinmeden,
kızmadım der gibi gülümserken,
boynunu büküp bakışlarına aşığım...
seyretmeye gözlerini sen utanırken,
söyleyemesem de,tekrar tekrar;
söyleyemesem de yine...
aşığınım işte; aşığın...
                                                                             08 EKİM 2013 PAZARTESİ
                                                                                                     17:03

                                                                                               KERİM ÖZDOĞAN

9 Ocak 2013 Çarşamba

YAZ YAĞMURU


YAZ YAĞMURU

Gözlerimi doyuran bir bakış,
Ruhumu dolduran bir soluk...
Ve bir koku;
Hayallerimi kaplayan.
Dokunuş...
O ipeksi, sıcak dokunuş.
Ne bir hücre bırakır titremedik,
Ne de kavrulmayan ten...
Tanıdık bu öpüşler, tanıdık.
Islak, duygulu...
Hani bir yaz yağmuru gibi,
Ilık...

                                                                      12 MAYIS 2003 PAZARTESİ  
                                                                                             --:--
                                                                             KERİM ÖZDOĞAN